Bir şey demeyeyim diye kendimi tutuyordum ama artık dayanamadım.
Bazı mecralardan yapılan paylaşımlara bakınca insanın asabı bozuluyor.
Neymiş efendim, Bayraktar SİHA'ları zafer kazanmış, Türkiye silah sanayisi savaşın seyrini değiştirmiş vs. vs.
Tamam, SİHA'larımız çok güzel.
İşe de yarıyorlar.
Ama lütfen Azerbaycan Türk Ordusu'nun kazandığı zaferi kendi siyasi görüşlerinize alet etmeyin.
Dünyada silahlar tarafından kazanılmış tek bir savaş yoktur.
Savaşı silahlar değil insanlar, yani ordular kazanır.
Günümüzde silah piyasasında talep daralmış arz çeşitlenmiş ve artmıştır.
Dolayısıyla isteyen her ülke farklı kaynaklardan silah temin edebilir.
Bu gün Bayraktar kullanılmıştır ama yarın başka bir SİHA da kullanılabilir.
Önemli olan sadece silahı temin etmek değil askeri maksatlara göre en uygun şekilde kullanmaktır.
Nitekim ABD yıllardır SİHA kullanıyor ama böyle etkili sonuç alamadı.
Çünkü bunları tek tek ve hassas hedeflere karşı kullanıyordu.
Suriye tecrübesi ortaya yeni bir konsept çıkardı.
Türk ordusu SİHA'ları kitlesel olarak ve hava kuvveti gibi kullanmayı icat etti.
Bu bilgi birikiminden elbette Azerbaycan ordusu da yararlandı.
Ama savaşta bunları en uygun şekilde kullanmak onların başarısıydı.
Ben bu savaşın Azerbaycan ordusunda subay ve astsubay kadrosunun eğitim düzeyinin artması sayesinde kazanıldığını düşünüyorum.
Bunda Türk ordusunun katkısı elbette büyüktür.
Ben de 1995 yılında bir Azerbaycan bölüğünü eğitmiştim.
O zaman gördüğüm şuydu: Azerbaycan askerinin bizim askerimizden hiçbir farkı yoktu.
Aynı milletin çocukları olduğumuz, aynı kültürü paylaştığımız çok bariz idi.
Azerbaycan askeri de bizim askerlerimiz kadar saf, temiz, vatansever ve cesur idi.
Tek sorun yetişmiş subay ve astsubay sayısının azlığıydı.
Ayrıca subay ve astsubay kadrosunun milli hisleri bu günkü kadar kuvvetli değildi.
Geçen süre içinde Azerbaycan bu eksiğini tamamlamıştır.
Bu, gerek Bakü'de Türk subaylarının danışmanlığında kurulan askeri okullar, gerekse Türkiye'de okuyan öğrenciler sayesinde gerçekleşmiştir.
Bunun olumlu sonuç verdiği savaş süresince açık bir şekilde görülmüştür.
Gerek harekat planının yapılması, gerekse muharebelerin icrası bunu göstermiştir.
İnternet yayınlarından anladığım kadarıyla Şuşa'nın alındığı gün hava koşulları uygun olmadığından SİHA ve uçaklar etkili şekilde kullanılamamıştır.
Şuşa özel Kuvvetler birlikleri tarafından göğüs göğüse çarpışarak alınmıştır.
Bu da gösteriyor ki SİHA'lar bir kuvvet çarpanıdır ama Azerbaycan ordusunun savaş yeteneği açısından reel bir gücü vardır.
Eğer bu güç sıfır olsaydı, çarpan ile etkileşimin sonucu da sıfır olurdu.
Bu zafer ile Azerbaycan Ordusu rüştünü ispatlamıştır.
Benim 1995'te gördüğüm kendine güven eksikliğini gidermiş, kendisine ve gücüne güven kazanmıştır.
Azerbaycan ordusu artık silahları ve araçları olan üniformalı insan topluluğu değil gerçek bir ordu olduğunu göstermiştir.
Bu sayede de savaşı kazanmış, Ermenistan ordusunu adeta savaş alanından kazıyıp atmıştır.
Bu durum en çok ta Ermenileri şaşırtmıştır.
Onlar karşılarında böyle inançla savaşan bir ordu bulacaklarını beklemiyorlardı.
Bu sebeple karşılarındaki ordunun Azerbaycan ordusu olduğuna inanamadılar.
Önce karşımızda Suriyeli cihadçılar var dediler.
Bu tutmayınca, karşılarında Türkiye ordusunun bulunduğunu iddia ettiler.
Bunun da gerçek olmadığını idrak edince gerçekleri kabullendiler ve teslim oldular.
Ben bu savaşta görev yapan tüm Azerbaycan Türkü subay, astsubay, erbaş ve erleri yürekten kutluyorum.
Azerbaycan Devlet Baskani Ilham Aliyev'in de dediği gibi; eşgolsun Azerbaycan ordusuna. Karabağ Azerbaycan'dır.