.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

23 Mart 2020 Pazartesi

Çin ve Corona virüsünün dünyaya yayılmasının sebepleri.

Bizde bazıları nedense Çin ve Rusya'yı her fırsatta parlatma çabasına giriyor. En azından bana öyle geliyor. Adamlar vaktinde önlem almayıp hastalığı gizlediler, bir doktor durumu deşifre edince mecburen durumun vahametini kabul edip karantina uyguladılar. Ama virüs bu arada dünyaya yayıldı. Tüm dünyayı hasta ettiler. Buna rağmen şimdi bizde bazıları yok Çin bilmem ne göndermiş ve ücreti Mustafa Kemal tarafından ödendi demiş, yok İtalya'ya gönderdiği malzemelere şunu yazmış diye paylaşım yapıyor. Atatürk'ü karıştırmasalar bir şey demeyeceğim ama maalesef karıştırıyorlar. Belge diye 1938 veya 1940 yılında Türkiye'den gönderilen aşılarla ilgili bir belge olduğunu iddia ettikleri bir kağıdın görüntüsünü paylaşıyorlar. Bu kağıdın gerçekliğini tartışmayacağım. Gerçek de olabilir. Ama bu kağıt gerçek ise bize sadece şunu gösterir. O zamanlar Türkiye'den Çin'e aşı gönderilmiş. Çinlilerin bize şimdi malzeme gönderirken Atatürk tarafından ödendi dediklerini değil. Çin'i ve Rusya'yı parlatmanın bir manası yok. Tarih boyunca katledilmiş ve soykırıma uğratılmış her 10 Türk'ün en az 8'i bu iki ülke tarafından öldürülmüştür. Hun tarihini okuyun. Çin seddi sadece Türkleri durdurmak için yapılmamış. Türkler hayvanları ve kendileri için ihtiyaç duydukları tahıl ürünlerine ulaşamasın diye de yapılmış. Bu sebeple sert geçen bazı kışlarda Hun Türklerinin neredeyse yarısı açlık ve soğuktan ölmüş. Hayvanların da çoğu ölmüş. Batıya göçün en önemli sebeplerinden biri de bu açlıktır. Çin ilk olarak Türklerin ihtiyaç duydukları temel tahıl ürünlerini ürettikleri ve temin ettikleri bölgeleri ele geçirip duvar örmüş. Yani planlı bir aç bırakma ve toplu yok etme amacı var. Çin'in genişleme ve Türklerle mücadele stratejisi toplu yok etmek üzerine kurulmuş. Bu gün de Uygurlara aynı şeyleri yapıyorlar. Şimdi bize tıbbi malzeme satıyorlar diye onları övecek değilim. Üstelik hastalığı da kendileri yaymışken. Ben komplo teorilerine de inanmıyorum. Virüs'ü ne ABD, ne İsrail üretmedi. Muhtemelen doğal olarak ortaya çıktı. Çünkü Çin ve özellikle de Wuhan virüslerin tarih boyunca ortaya çıktığı ve tüm dünyaya yayıldığı bir yer. İklin ve çevre koşulları, beslenme alışkanlıkları ve yoğun nüfus gibi birçok sebepten dolayı tarih boyunca salgınların çoğu buradan çıkmış. Veba da buradan dünyaya yayılmış. Üstelik veba, muhtemelen bağışıklık sahibi daha fazla insan olduğu için Çin'i dünyanın kalanından daha az etkilemiş. Veba sebebiyle Çin nüfusunun üçte biri yok olmuş. Fakat buradan dünyaya yayılan veba Ortadoğu ve Avrupa'da nüfusun neredeyse yarısını yok etmiş.

19 Mart 2020 Perşembe

Corona Salgını Nasıl Sona Erecek?

Bu salgini da atlatacagiz.
Veba salgini tarihte iki defa olmus. 
Okudugum tarih kitaplarindan hatirladigim kadariyla Avrupu ve Dogu Roma Imparatorlugundaki din adamlari da, bu günkü bazı din adamlarına benzer tezler ileri surmus. 
Kiyametin yaklastigini veya salginin tanrinin cezasi oldugunu soylemisler. 
Ama o salginlardan anladigim kadariyla salgin insanlar sayesinde yayilmis. 
Buyuk sehirlerde kalabalik nufuslar ic ice yasadigindan, kuresel ticaret, savaslar ve gocler sebebiyle insanlar surekli yer degistirdiginden salgin her yere yayilmis. 
Yani sabit durmak ve diger insanlarla mesafeyi korumak şart. 
O zamanlar salgin icin ilac bulunamamis. 
Cunku salginin sebebi tam olarak tespit edilememis. 
Hatta hala veba salgininin sebebi hakkinda farkli iddialar var. 
Kimisi bit ve pirelerden, kimisi farelerden yayildigini ileri suruyor. 
Buna ragmen insanoglu o salginlari atlatmis. 
Bunun üç sebebi var. 
Oncelikle hastalarla temas edilmemesi gerektigi idrak edilmis. 
Ikinci olarak temizligin onemi anlasilmis. 
Son ve en onemlisi de insanlarin cogu vebaya karsi bagisiklik gelistirmis. 
Nasil virus mutasyona ugrayip hayatta kalmak icin degisim gosteriyorsa, insan vucudu da hayatta kalmak icin degisiyor ve uyum sagliyor. 
Insan bedeni ve bu arada diger canlilar, bilim adamlarinin tahmin ettiginden bile guclu. 
En kotu kosullara bile uyum sagliyor. Canlilar, ne olursa olsun hayatta kalacak sekilde kodlanmis gibi.
Hatta hicbir canlinin hayatta kalamayacagi nukleer patlamalarin ardindan ortaya cikan radyasyon ortaminda bile hayat devam ediyor. 
Çernobil patlamasinin ardindan bolgedeki sularda mutasyona ugramis balik turleri hala yasiyor. 
Geyik, kus, esek ve bocek gibi hayvanlar bile radyasyona uyum saglamislar ve bolgede yasamaya devam ediyorlar. 
Hicbir ilac bulunmasa bile insanoglu bu salgini da atlatacak. 
Onemli olan salginin ilk anlarinda salgina yakalanip hasta olmamaya calismak. 
Zaman bunun da caresini gosterecek. 
Ustelik bircok ulke ilac gelistirmeye calisiyor. 
Bize dusen tek gorev kurallara uymak ve salgini yaymamak icin dikkatli olmak.

23 Şubat 2020 Pazar

Korona (Corona) Virüsü artık Türkiye'de.

Çin'de ortaya çıkan virüs ve sebep olduğu salgını ile ilgili haberleri ilk günden itibaren sosyal medya hesabımdan paylaştım. 

Çünkü kısa sure içinde bize de ulaşacagıni dusunuyordum. 

Çin ve çevresinden ulkemizi uçaklar gelip gidiyor. 

Gemilerle insanlar ve ticari urunler geliyor. 

Bunlarla virusun de gelecegini duşunmek gayet normal. 

Ancak genelde gozden kacan bir husus var ki telikenin buyugunu bu olusturuyor. 

Çin'den ve komsularindan yasadişı göç bir suredir çok yogun olarak Turkiye'ye yuzbinlerce insanin gelmesine sebep oluyor. 

Bunlarin icinde enfekte olmus insanlarin bulunmasi da kuvvetle muhtemel. 

Yasadişi gocun takip ettigi yollara baktigimizda bunlarin tarihi ticaret yollariyla ortustugu ortada. 

Step yolu denilen orta asya ve rusya'dan bize ve avrupa'ya giden yol en kuzeydeki yol. 

Bunun guneyinde ipek ve baharat yollari var. 

Bu yollardan gelenler, ortadoguda savas oldugundan dogrudan anadoluya geliyor. 

Bunlarin ulkeye ana giris yerleri hakkari, van, agri ve igdir gibi illerimiz. 

Gocmenlerin toplanma yerleri ise Van ve Erzurum. 

Şimdi iran'da virusun yayilmaya basladigi anlasiliyor. 

Iran'dan Hakkari,Van, Agri, Iğdir, Erzururum ve Kuzey Irak'a gecmesi de an meselesidir. 

Van'da enfekte olmus cok sayida insan oldugu haberleri aliyorum. 

Derhal ciddi tedbirler alinmazsa sonuclari felaket olabilir.

Rusya bir emperyalist devlettir ve diğer emperyalist devletlerden çok da farklı değildir.

Rusya gazetelerindeki Rus devlet görevlilerinin Türkiye'nin Suriye'nin resmi hükûmetine karşı teröristleri desteklediğini açıkladığı haberlerinin sosyal medyada birçok paylaşımı yapılıyor.

Yapılan yorumlar ve paylaşımlara atılan baslıklardan birçok kişinin Rusya'nın bu iddiasında hâkli olduğuna inandığına dair ifadeler de bulunuyor. 

Ancak ayni Rusya'nın Libya'da BM'nin tanıdığı resmi hükûmet yerine paralı askerlerle resmi hükûmete karsı saldırılar düzenleyen Hafter'in desteklediğinden nedense kimse bahsetmiyor. 

Kimse kendini ve bu arada diğer insanları kandırmasın. 

Rusya da diğer emperyalist devletler gibi bir emperyalist devlettir ve kendi çıkarı dışında hiçbir hukuki kurala veya ahlaki ve insani değere önem vermiyor.

1. Dünya Savaşı'nda Çanakkale, Kut'ül Amare, İran, Suriye'de Müstakil Süvari Tugayı ve Milli Mücadele Döneminde Tedip Harekatları







21 Şubat 2020 Cuma

Ortadoğu'da bundan sonra bir daha barış ve istikrar olmaz.

BM verilerine göre 5 milyon 700 bin küsur Suriyeli komşu ülkelere siğinmiş. 
Bunlar kayit altina alinabilenler. 
Alınamayanlarla bu sayinin çok daha fazla oldugu degerlendiriliyor. 
Ülke içinde yer değiştirenlerle bu sayi 13 milyon. 
Şu anda 2 milyon kisinin daha Turkiye sınırına geldigi soyleniyor. 
Suriye nüfusu 2020 rakamlarina gore tahminen 17/18 milyon olması gerekiyor. 
Bundan yukaridaki başka ülkelere gidenleri, suriye hapishanelerinde veya toplama merkezlerinde olanlari, ölenleri ve henuz Esat'ın ele geçiremedigi bolgelerde yaşayanları düşerseniz Esat nerden bakarsaniz bakin Suriye nüfusunun yarisindan azini kontrol ediyor. 
Eğer fırsat bulsa kaçacak olanları tespit etmek ise zor. 
Bu durumda Esat'ı kerhen de olsa destekleyenlerin oraniyuzde 30'un altinda. 
Esat'ı iktidarda tutan halk destegi degil, Rus ordusu ve İran devrim muhafizlari. 
Esat bütün Suriye'yi ele geçirse bile, bu iki ulke ordularini cektigi anda yine iktidardan düşer. 
Bunu bilen Esat rejimi bu iki devlet ne derse onu yapan bir kukladan öteye gidemez.
Bu durumda Rusya ve İran bolgeye kalici olarak yerlesir ve bu da bolgede uzun sureli bir istikrarsizlik yasanacagi anlamina geliyor. 
Bundan sonra Ortadogu'ya baris gelmez. 
Ama Iran ve Rusya'da içistikrar bozulursa o zaman durum degisir. 
Bu ulkeler Suriye'yi terk etmek zorunda kalir.

Rusya, İran ve Esat İşbirliği ile yapılan son yüzyılın en büyük sürgün hareketi.

Neresinden bakarsanız bakin, bu gün Suriye'de tarihin en büyük kitlesel sürgünü yaşanıyor. 
Ülke nüfusunun en az üçte biri sınırların dışına sürüldü.
İç ve dış göçe maruz kalanların toplam sayısı 13 milyon. 
Suriye'nin toplam nüfusunun 17/18 milyon olduğu göz önüne alınırsa yaşanan insanlık dramının boyutları daha iyi anlaşılır. 
Göçmen bir aileden gelen biri olarak bu insanlık dramına sebep olanları lanetliyorum.