.quickedit {display:none;} .quickedit {display:none;}

12 Ağustos 2018 Pazar

Ekonomik krizden çıkmanın yolları.

50 kusur yillik hayatimda ekonomik kriz yasayan ve batma tehlikesi ile karsi karsiya gelen cok insan gordum. 

Boyle durumlarda insanlar genellikle iki davranis tarzi sergiliyor. 

Bir davranis tarzinda insanlar isler ters gitmeye baslayinca gerceklerden uzaklasiyor. 

Kurtulmak umidiyle hayali yatirimlar yapiyor. 

Namim yurusun diye borclanarak harcamalarini artiriyor. 

Daha yeni aldigi arabasini hic gerek yokken daha ust model yeni bir arabayla degistiriyor. 

Daha luks yasamaya basliyor. 

Diger davranis tarzinda insanlar mevcut durumu kabulleniyor ve kim ne diyecek diye dusunmeden gercekci tedbirler aliyor. 

Tasarrufa gidiyor. 

Gereksiz harcamalari kesiyor. 

Gelir getirmeyen mallarini, hatta altindaki arabayi ve oturdugu evi bile satarak borclarini azaltiyor. 

Birinci davranisi gosterenlerin hepsi istisnasiz batiyor ve hayati boyunca surunuyor. 

Ikinci davranisi takip edenler de sikinti cekiyor ama bunlarin cogu kisa sure icinde toparlaniyor ve islerini yola sokuyor. 

Bence turkiye artik yastikalti vb. masallarla ugrasacagina tasarruf tedbirlerini yururluge koysa daha iyi olur. 

Yunanistan birinci davranis tarzini takip etti ve batti. 

Yillardir hala toparlanamadi. 

Ayni yolu takip edersek bizim de basimiza ayni sey gelecek. 

Amerika'dan alamadigimiz borcu cin den alarak duze cikmamiz mumkun degil. 

Hukumet ikinci yolu takip ederse yerel secimlerde belki bazi yerleri kayvedebilir ama birinci yolu takip ederse turkiye her seyini kaybedebilir. 

Yonetici ihtiyatli olur. 

Lider ise cesur. 

Lider durumunda olanlar cesaret ve kurtulus savasinda Ataturk un soyledigi gibi celadet gostermelidir. 

Cunku ulke batarsa kendilerinin de oralarda kalmasi mumkun degildir.

Krizi fırsata çevirmek.

Her kriz bir firsattir. 

Eger firsat iyi degerlendirilirse. 

Sadece firsatci ve stokcular icin degil, devletler icin de. 

Bu tur olaylar bize zayif taraflarimizi gosterir ve bu zayifliklarimizi telafi etmek icin bizi zorlar. 

Unutmamak lazim ki ABD ambargosu sayesinde ASELSAN kuruldu. 

Almanya bize top satmayinca da firtina obuslerini yaptik. 

O zamanlar ABD telsiz satmiyor ve Almaya top satmiyor diye diger ulkelerden telsiz ve top alsaydik Firtina obusu ve ASELSAN filan olmazdi. 

Bu sebeple ABD'ye karsi Çin veya Rusya'dan borc almayi dusunmek yerine uretim ekonomisine gecersek bir daha boyle bir duruma dusmeyiz. 

Boylece şimdiki ABD politikasi da uzun vadede bir firsata donusturulebilir. 

Tabbii, bu krizde batmazsak.

O yüzden once batmamayi ve ayakta kalmayi basarmak lazim.

8 Ağustos 2018 Çarşamba

Durum nedir?

Atatürk'ün Nutuk isimli eserini okuyanlar bilir. 

Nutuk mevcut durumun detaylı bir şekilde açıklanmamasıyla baslar. 

Sonra da bir durum muhakemesi ile devam eder. 

Bundan sonra da alınan karar açıklanır. 

Atatürk bir asker olduğu için Nutuk'un yazılış düzeni de askeri karar verme usulüne göre düzenlenmiş gibi görünmektedir.

Askeri karar verme usulleri daima durum maddesiyle baslar. 

Çünkü doğru bir karar verebilmek için durumun doğru bir şekilde tespit edilmesi gerekir. 

Durum tespit edilirken duygusal, siyasi ve dini inançlardan bağımsız olarak görülen her şey objektif bir şekilde ortaya konulmalarıdır. 

Bir suredir Türkiye'de tuhaf gelişmeler yaşanıyor. 

Hükumet bu gelişmelere müdahale edebilmek için bir şeyler yapıyor. 

Muhalefet cılız sesler çıkarıyor. 

Ama her şey her gün daha da kötüye gidiyor. 

Biri de çıkıp ne oluyor diye durumu sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye çalışmıyor. 

Bunu nereden mi çıkarıyorum?

Hükumet bu kötü gidişin dış güçlerin işi olduğunu masalını anlatarak kendilerinin hiçbir suçu-günahı yokmuş gibi davranıyor.

Bazı muhalif çevreler ise ülke batarken bunu siyasi bir avantaj şeklinde algılıyor gibi görünüyor.

Bence iki taraf ta ne olup bittiğini tam olarak algılamamış.

Böyle hatalar yapanların sonunun nasıl olduğunun tarihimizde birçok örneği var halbuki.

Örneğin benzer bir gelişme Mondros Mütarekesi'nden sonra da yaşandı. 

Gelişmeleri doğru değerlendirenler doğru karar verdiler. 

Yanlış değerlendirenler de yanlış karar verdiler. 

Bu kisiler verdikleri kararın yanlış olduğunu anladıklarında benlik duygusuyla yanlışlarında ısrar ettiler. 

O andan itibaren ihanet içine sürüklendiler. 

Yarin hain durumuna düşmek istemeyenler bu gün su soruyu sorup iyice düşünmeli. 

Durum nedir?

2 Ağustos 2018 Perşembe

ABD Türkiye'ye neden kızgın?

Daha önce Çin'den füze alacaktık. 

ABD bastırdı, hükümet vazgeçti. 

Şimdi de Rusya'dan S-400 alacağız, ABD bastırdı, hükümet vazgeçmedikçe daha da bastıracak. 

Dolar 5 oldu 15 te olur. 

ABD şimdiye kadar hiçbir NATO ülkesinin kendisi veya diğer NATO ülkeleri dışından herhangi bir ülkeden stratejik değeri olan silah sistemleri almasına müsaade etmedi. 

Alanları da cezalandırıldı. 

Yunanistan buna bir örnekti, şimdi de Türkiye diğer bir örnek olacak. 

Papaz işin bahanesi.

ABD ambargosuna verilecek karşılık.

ABD'ye karşı yapılacak en büyük hamle dış ticarette dolar yerine başka paraları (mesela Euro veya ticaret yapılan ülkelerin kendi paraları) kullanmak olabilir. 

Bunu da deklare etmemeli, fiilen ve adım adım uygulamalı. 

Çünkü Kuzey Kore ve İran'a yönelik baskılar hep bu ülkelerin dolarla ticaret yapmayacaklarını açıkladıktan sonra artmıştır. 

Saddam 1990'larda yok edilmemesine rağmen daha sonra doları ticaret için geçerli para olarak kabul etmediğini açıklaması ve ülkede sahte dolar bastırıp kaçak yollarla çevre ülkelere sokmasının ardından ortadan kaldırıldı. 

Elbette bu ülkelerle ilgili başka sorunlar da vardı ama esas sorun para. 

ABD 1960 ve 70'lerde kendi parasını dünya üzerinde hakim para pozisyonuna getirecek uluslararası anlaşmalar yaptı. 

Dünya Bankası vb. kurumlarla bu durumu kurumsallaştırdı. 

Şimdi dünyada en fazla cari açık veren ülke olmasına rağmen ekonomisi bir türlü bozulmuyor. 

Çünkü üç beş ağaç kesip dolar basıyor ve cari açığını kapatıyor. 

Parası kabul gördüğü için borçlanma ihtiyacı duymuyor. 

Elbette bu paranın karşılığını vermeyi yükümlenmiş oluyor ama faiz ödemek gibi bir derdi olmuyor. 

Para yurt dışına gittiğinden ülkede enflasyon da fırlamıyor. 

Böylece ABD vatandaşları ürettiğinden fazla tüketebiliyor ve ABD hükumeti dünyayı zaptırapt altına alabilecek askeri harcamaları sıkıntı yaşamadan finanse edebiliyor. 

Dolar kabul gören bir para olmaktan çıkarsa bu sistem çöker. 

ABD de dünya üzerinde kurduğu baskıyı bir daha kuramaz.

27 Temmuz 2018 Cuma

Atina Yangını, Tanrı, Hocaefendi, Papaz ve Zeus.

Askeri lise 2. veya 3. siniftaydik. 

Ilginc davranislari olan bir boluk komutanimiz vardi. 

Bir gun yemekhanede yemek gec geldigi icin uzun bir kuyruk vardi. 

Yemekhanenin orta yeri bu kuyruk sebebiyle cok kalabalikti. 

Ben yemekhanenin en uzak bolumundeydim. Arkadaslarla bagira cagira konusuyor ve gurultu yapiyorduk. 

Hemen yakinimizdaki iki arkadas ta agiz kavgasi yapiyordu. 

Zaten tum ogrencilerin yemekhanede olmasi yuzunden oldukca fazla gurultu oldugunda bizim ve agiz dalasina giren arkadaslarin yuzunden hicbir sey duyulmuyordu. 

Bu sirada gurultuyu duyup yemekhaneye gelen boluk komutani gurultunun en buyuk kaynaginin biz ve kavga eden arkadaslar oldugunu gorunce bize susun diye bagirmis. 

Ama gurultuden biz onu duymadik. 

Yemekhanenin orta yeri tika basa dolu oldugu icin o da yanimiza gelememis. 

O sirada birden yemekhanede sessizlik oldu. 

Ne oldu diye bakinca boluk komutaninin yemek sirasindaki bir cocuga tokat attigini gorduk ve biz de sustuk. 

Kendisine baktigimizi gorunce boluk komutani bize dogru elini uzatti ve bagirdi.

"Oluuuum! Bak size kizdim arkadasinizi dovuyom." 

Tabii biraz tirstik ama bir yandan da guluyorduk. 

Yillar gecmesine ragmen hala arkadaslarla bir araya gelince bu olayi anar ve guleriz. 

Yunanistan'daki yanginda bir papazin bunun basbakanin dinsizliginden kaynaklandigini soyledigini okuyunca bu olay aklima geldi. 

Bizde de deprem vb. dogal afetlerden sonra benzer seyler soyleyen tarikat liderleri var. 

Sanirim bu din bezirganlari tanri'yi bizim boluk komutani gibi biri saniyorlar. 

Birine kizip sabi subyan cocuklari ve bebekleri olduren ama kizdigi kisiye hicbir sey yapmayan bir tanri olabilir mi? 

Ol deyince her seyi olduran, gucu ve adaleti sinirsiz olan tanrinin olimpos dagindaki zeus gibi birine kizinca asagidaki olumlulere simsekler ve atesler savurdugunu ve suclu-sucsuz ayirmadan onlari cezalandirdigini soyleyen biri bence dini de tanriyi da anlamamistir.

25 Temmuz 2018 Çarşamba

Soğuk Savaş'tan Günümüze Toplumsal Gelişmeler.

Anladigim kadariyla dunyanin cogu bolgesinde oldugu gibi turkiye'de de insanlar soguk savas doneminin sona ermesiyle bir bosluga dusmus. 

Bu bosluk duygularda zamanla bir parcalanmaya sebep olmus. 

Ulkemizde insanlar bu duygusal bosluga ve kisilik parcalanmasina bir care bulabilmek icin tarikatlara ve siyasal islamcilara yonelmis. 

Ama artik insanlar feto darbesi ve kamuoyuna yansiyan tarikatlarin sapik uygulamalari yuzunden yeni bir arayis icinde. 

Internette ve sehirde dolasirken gorup sahit oldugum olaylardan milliyetcilik ozellikle gencler arasinda yeni bir siginak olmus gibi gorunuyor. 

Ama bu milliyetcilik klasik turk islam sentezinden ziyade turkculuk seklinde tezahur eden bir milliyetcilik gibi gorunuyor. 

Bunun inanc boyutu ise islam'dan uzaklasma seklinde ortaya cikiyor gibi. 

Gazetelerde samanizm ve tengricilik taraftarlarinin arttigi yaziliyor. 

Milli egitimden bir yetkili yakin bir zaman once imamhatiplerde deizme inananlarin oraninin yuzde kirklar duzeyinde oldugunu acikladi. 

Agnostizme ilgi duyanlar da gun gectikce artiyor. 

Ben sosyal bilimci degilim ama bu gidisat toplumsal ve siyasi boyutta yeni gelismelere sebep olabilir.

Bence ulkeyi idare edenler artik kendilerine ceki duzen verseler iyi olur. 

Son zamanlarda her sey futursuzca yikiliyor ve yerine yeni bir sey konulamiyor. 

Toplumsal degerlerimiz hizla erezyona ugruyor. 

Cunku bu yikim felsefi bir temelden yoksun ve klasik vandalizmi andiriyor. 

Dindar nesil yetistirme iddiasiyla her yere imamhatip aciliyor ama imamhatiplilerin deist oldugu ortaya cikiyor. 

Ulkenin kurulus ilkeleri surekli saldiriye ugruyor ve kurucu liderleri kotuleniyor ama alternatif gosterilen siyasi gorus felsefi derinlikten ve ahlaki tutarliliktan yoksun. 

Dolayisiyla alternatif yapi gecekondu gibi altyapidan yoksun ve icinde yasanmasi imkansiz olmasa da oldukca zor bir yapi. 

Bu durum toplumu ve ozellikle de gencleri mutsuz bir hale getiriyor. 

Toplum ayrisiyor. 

Degisik gruplar arasinda uyum bozulmus ve dusmanlik artiyor. 

Bu dusmanlik bazi cevrelerce pervasizca korukleniyor. 

Eger birlestirici ve duzunleyici tedbirler alinmazsa gelecekte buyuk siyasi ve sosyal olaylar ortaya cikarsa sasirmamak lazim diye dusunuyorum. 

Dini kurumlar, siyaset, milli egitim ve ilgili diger kurumlar artik kendine ceki duzen verip topluma ve ozellikle de genclere dogru bir hedefe giden dogru bir yol cizmeli. 

Yoksa toplum ve genclik kendine yeni bir yol bulacak ve o zaman gelismeleri dogru sekilde tahlil edemeyenler kendi yollarinda uc bes kisiyle yururken bulacaklar kendilerini. 

Not. Berada bahsettigim siyaset vb. terimler belli bir siyasi parti veya gorusu degil geneli ifade etmektedir. Cunku bozulma lokal degil; genel.

18 Temmuz 2018 Çarşamba

Bedelli Askerlik.

Asker alma sistemi gunumuz kosullarina gore yeniden duzenlense her secim doneminde bedelli askerlik gundeme gelmez. 

Ayrica ordu tmk si yeniden duzenlenip islevsiz kadrolar kaldirilirsa daha az askere ihtiyac olur. 

Askerlik yapmayanlardan ucret alindigina gore askerlere de en az asgari ucret kadar maas verilebilir.

Ingiltere tum dunyada turkiye'nin 3_4 kati topragi olan bir ulke ama kara kuvvetleri kadro mevcudu 209 bin (2010 yili rakamlari boyleydi.). 

Bizim ordu mevcudumuz onlarin en az 2 kati. 

Dunya degisirken degismemekte israr eden kurumlar islevsizlesir. 

Bedelli askerlik gibi konularla didisecegine ordunun reorganizasyonu uzerinde kafa yorulsa daha iyi. 

2000 li yillarin basinda konsept 2010 diye bir proje vardi. 

Ordu (bence) gayet mantikli bir sekilde yeniden teskilatlanacakti. 

Duyduguma gore kasaptaki ete sogan dogramamakta israr eden adam ve fetoculer bu projeyi rafa kaldirmis.

Bu konuyu yeniden gundeme almakta fayda var.

16 Temmuz 2018 Pazartesi

15 Temmuz, Yapılanlar ve Yapılması gerekenler.

Bu gun Turk tarihinin ibret alinacak olaylarinin en onelilerinden biri olan 15 Temmuz fetocu darbe girisiminin oldugu gun. 

Tarihte hemen hemen hic gorulmemis bir sekilde darbeciler sokaktaki sivil halkin uzerine ates ederek cok sayida vatandasimizi katlettiler.

Bircogunu da yaraladilar. 

Ama gordugum kadariyla bu olay da tarihte meydana gelmis bircok olay gibi ustun koru bir sekilde gecistiriliyor.

Bu olay sebepleri, etkileri ve sonuclari ile ele alinip incelenmiyor. 

Gecen bir televizyon kanalinda hitler in daha iktidari ele gecirmeden once genclik kollari kurarak bu teskilat vasitasiyla alman gencligini savasa hazirlamaya basladigini anlatan bir program seyrettim. 

Yabancilarin kendileri icin onemli olan konulari her yonuyle ve her acidan en kucuk detayina kadar incelemesi ama bizde olay sonrasinda asiri duygusal tepki verilirken olaylarin kisa sure icinde unutulmasi beni hep uzmustur. 

Bu konuda universitelerde bilimsel calismalarin henuz yapilmamis olmasi cok aci. 

Bu darbeyi yapanlar bir gun icinde ortaya cikmadi. 

Bunlarin bu guce ulastiklari surec incelenmeli. 

Darbe hava kuvvetleri, ozel kuvvetler ve jandarma agirlikli. 

Acaba darbecileri Talat Aydemir ve 1908 İTC darbelerini inceleyip ona gore mi hazirlandilar? 

1960 darbesinden etkilenmis olma ihtimalleri nedir? 

Dis destek boyutu nedir? 

Kendi ic cekismeleri var midir? 

Darbe sonrasinda terfi edenlerin cogu feto baglantisindan ordudan atilmis diye duyuyorum. 

Acaba darbeciler iki gruba mi ayrildi? 

Acaba darbe basarisiz olsun diye planlandi da fetoculer ikiye ayrilarak bir grup darbe yaparken diger grup darbe basarisiz olsun diye onlara karsi mi kullanildi. 

Darbenin suriye ve ortadogu daki gelismelerle bir baglantisi var mi? 

Diger tarikatlarin feto ile ve darbe ile bir baglantisi var mi? 

Feto'culer giderken yerlerine baskalari mi geliyor? 

Aklima bunun gibi daha onlarca soru geliyor. 

Bu olay da ustun koru gecistirilip hicbir ders alinmafan tarihin tozlu raflarina mi kaldirilacak? 

Bu olaydan ders alinarak bundan sonra benzer aci olaylar yasanmasin diye tedbir aliniyor mu? 

Devlet kademelerinin dis guclerin yetistirmelerinin ve hemen hepsinin bir dis guc ile iliskisi oldugu soylenen tarikatlarin kontrolune gecmemesi icin bir kontrol mekanizmasi kuruldu mu? 

Yoksa bu gun trubunlere yonelik kinamalarla gecistirip hic bir sey yapilmayacak mi? 

Sozlerime cok begendigim bir sozle son vermek istiyorum. 

Tarih ezeli bir tekerrurdur derler. 

Eger ibret alinsaydi tekerrur eder miydi? 

Bu vesileyle bu hain orgutun yaptigi darbe girisiminde hayatlarini kaybedenlere allah'tan rahmet, yaralananlara sifa diliyorum. 

Allah milletimize bir daha boyle bir felaket yasatmasin.

14 Temmuz 2018 Cumartesi

Sanal alemde gerçek sorunlar.

Sanal alemde bazi arkadaslarla onemli fikir ayriliklari yasiyorum 

Ornegin ben diktatorluge karsiyim ama arkadaslarimin bir kismi sadece kendilerinin sevmedigi diktatorlere karsilar. 

Bu yuzden esat, saddam ve kaddafi gibi diktatorleri zaman zaman ovebiliyorlar. 

Ben idam cezasina karsiyim ama bazi arkadaslarim onlarin sevmedikleri kisiler haric diger insanlarin idam edilmesine karsilar. 

Ben meshepcilige karsiyim ama bazilari sadece kendilerinin mensup olmadigi meshepten kisilerin yaptigi meshepcilige karsilar. 

Ben irkciliga karsiyim ama bazilari baskalarinin irkcilik yapmasina karsi cikarken kendileri irkci soylemlerde bulunuyorlar. 

Ben hangi dinden olursa olsun insanlarin inanclarinda ve inancsizliklarinda ozgur olmalarini savunuyorum ama bazi kisiler kendisi gibi dusunmeyen veya inanmayan herkese karsilar.

Ben zulme karsiyim ama bazi arkadaslar kimin zulum gordugune gore farkli tepki gosterebiliyorlar. 

Mesela israilin zulmettigi filistinlileri veya esatin zulmettigi suriyelileri dillerinden dusurmezken cin in zulmettigi uygurlari ve iran in zulmettigi guney azarbeycan turklerini gormezden gelebiliyorlar. 

Ben tarikatlarin devlete ve topluma hakim olmasina karsiyim bazilari sadece gucten dusen bazi tarikatlara karsilar. 

Bu sebeple bir suredir sanal medyada paylasimlarimi ve bu konularla ilgili paylasimlara yaptigim yorumlari azalttim. 

Bu paylasim belli bir kisiyi veya kisileri hedef almiyor. 

Twitter ve facebook ta toplam 5-6 bin arkadasim var. 

Paylasimlardan edindigim intibam budur.